ANADOLU MEDENİYETLER MÜZESİ 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan tarih ve arkeoloji müzesidir ve Anadolu'nun kültürel mirasını sergilemek amacıyla kurulmuştur. Tarihi yapıları, geçmiş geçmişi ile bugünlere gelen Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin Lozan'ının 68 müze arasında birinci seçilerek "Avrupa'da Yıl Müzesi" unvanını elde etmiştir. Burada eski zamanları anlatan bazı yerler: *Paleolitik Çağ Bölümü *Neolitik Çağ Bölümü *Kalkolitik Çağ Bölümü ...
TARİH NEDİR ? Toplumların başından geçen olayları, insan faaliyetlerini, eserlerini yer ve zaman belirterek, neden-sonuç ilişkisi içerisinde belgelere dayandırarak objektif bir biçimde anlatan sosyal bir bilim dalıdır. Dolayısıyla geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki insan tecrübesinin tamamı tarihin kapsamı içerisindedir. Tarihin tanımı ile ilgili bazı görüşler aşağıda verilmiştir : * "Tarih insanlığın eylem ve fikirlerinin gelişimini takip eden, fertler ve topluluklar tarafından gerçekleşen eylemler v e ortaya atılan fikirleri ve bunların sonucunda gerçekleşen olayları inceleyen bilim dalıdır." ZEKİ VELİDİ TOGAN * "Tarih, tarihçilerle olgular arasındaki kesintisiz etkileşim veya bugün ile geçmiş arasındaki bitmeyen bir diyalogdur." EDWARD H. CARR * "Tarih; okuyana, kendi gözünün görme derecesine göre yol gösteren bir kılavuzdu...
Fıkra Nedir ? Fıkra, latife, nükte veya nekre, özlü bir anlatımı olan, nükteli ve güldürücü kısa hikâye. Nasreddin Hoca fıkraları, Karadeniz fıkraları ve Bektaşi fıkraları bunlara örnektir. Hikâye şeklinde olmayan güldürücü sözlere espri veya nükte denir. Fıkra Örnekleri ; -Nasrettin Hoca'nın Bilindik Bir Fıkrası- Fıkra Nasıl Bulunmuştur ? Türk edebiyatında fıkra yazarlığı, Şinasi'nin 1860 yılında Agâh Efendi ile birlikte çıkardıkları Tercüman-ı Ahval gazetesindeki yazılarıyla başlamıştır . Özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınmıştır. Fıkra Hakkında ; Latife ve daha sonraki adlandırılışıyla fıkra anlatım bakımından hikâye , güldürme yönünden de gülmece karakteri taşıdığı için bu iki tür arasında görülmüştür. [ 3 ] Kâşgarlı Mahmud 'un küg ve külüt kelimeleriyle karşıladığı fıkra "halk arasında ortaya çıkıp insanları güldüren şey, halk arasında gülünç olan nesne" şeklinde açıklanmıştır. XVI. yüzyıldan sonra ...
Comments
Post a Comment